Para/Dolara Neler Oluyor?(2)
Geçen haftadan bu yana çarşı karışıktı ama iyice birbirine girdi. Dolar kuru 7 TL’ yi gördü, ABD ile Türkiye yetkilileri karşılıklı beyanatlarda bulundular.
Gelişmeleri Facebook hesabımdan görebildiğim kadarıyla paylaşmaya çalıştım. ABD Başkanı Trump’ın küstah ve haddi aşan tavırlarıyla ilgili olarak söyleyebileceğim; “Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı” operasyonlarında “sakın girmeyin” ile başlayıp “yoksa” diyerek tehdit ettiklerinde, kararlı şekilde işimize baktık ve “Coni Coni” kabul etmek zorunda kaldılar, aynı şekilde “işimize bakalım” dır.
Kurlardaki yükselişle ilgili ise; Kimyada sık söylenen bir kalıptır, “bütün reaksiyonların bir denge noktası vardır” geçerli bir prensiptir. Şu anda yaşanan durumun da bir denge noktası oluşacaktır. Sakin ve serinkanlı olur, provokasyonlara gelmezsek, siyasi irade ve bürokrasi uyumlu şekilde doğru adımlar atarsa, denge noktası asgari zarar seviyesinde oluşacaktır.
Bu yazı dizisinin net anlaşılması bakımından, geçen haftaki yazımın okunması zaruri olup bu ricadan sonra para/Dolarla ilgili serimize devam edelim şimdi.
İTİBARÎ DEĞER
Karşılığı altın, gümüş gibi kıymetli madenler olmayan para, karşılıksız/fiktif bir kıymettir. Bizlerin, sizin, benim, devletlerin, özel ve tüzel kuruluşların üzerinde yazan değere itibar etmesi sebebiyle paranın (satın alma) değeri oluşmaktadır.
Her hangi bir şekilde durumunda bozulma olan ülkelerin paraları, zaten karşılıksız olduğundan itibari değeri hızla düşmekte, ekonomik dengeleri alt üst edebilmektedir.
Bu durum, karşılıksız para basma imkanı sağlanan devletlerin inanılmaz seviyede zenginleşmesine yol açmıştır. Elbette, bu durumdan en çok faydalanan ülke, 2.Dünya savaşından bu yana ABD’dir.
SENYORAJ
Banknotun/kağıt paranın ortaya çıkması ve hazinede kıymetli maden cinsinden karşılığının bulunmaması durumunun ortaya koyduğu ve uğrunda tarihte pek çok savaşın çıktığı önemli bir konu da senyoraj (yöneten payı denebilir) meselesidir. Basitçe senyoraj, karşılıksız şekilde basılarak servet etkisi oluşturan paranın, kağıt, mürekkep, koruma ve dağıtım hizmetleri gibi temel masrafları düşüldükten sonra ortaya çıkan artık değerdir. Örnek verilecek olunursa, temel basım ve diğer maliyetleri 1 birim olan (mesela 1 Dolar) olan bir banknotun üzerine yazılan miktara göre itibar edilmesiyle bir anda tam 100 birim olarak kıymetlendirilmesi ve ortaya çıkan 99 birimlik servet etkisidir.
REZERV PARA
Uluslararası finans ve ticarette tüm ülkelerin nirengi/kerteriz noktası olarak kullandıkları ve biriktirilen servetler için tercih edilen para birimine rezerv para denilmektedir. Diğer tüm ülke paralarının değeri rezerv paraya nispetle söylenir ve çapraz kur ya da arbitraj (değişim denebilir) kıymeti olarak tanımlanır.
ABD, doların ikinci dünya savaşından sonra rezerv para olmasının saltanatını sürmekte, karşılıksız bastığı dolarlarla tüm dünyadan mal ve hizmetleri kendinde toplarken, yaşaması gereken enflasyonu ise tüm dünya ülkelerine ihraç etmektedir. Basitçe söylemek gerekirse, on bin Dolar seviyesinde mal ve hizmet üreten ABD, Doların senyorajıyla 40-50 Bin Dolar seviyesinde bir refah yaşamakta, ceremesini ise tüm dünyaya çektirmektedir.
FED MERKEZ BANKASI DEMEK MİDİR?
1929’da yaşanan ve tarihin en büyük ekonomik krizlerinden birisi olarak gösterilen ABD deki Borsa kaynaklı krizi malumunuzdur. Bu kriz borsadaki hisse senetlerinin, manupilatif şekilde aşırı değer artışı yaptırılarak ortaya çıkan balonun patlaması olarak tanımlanabilir. ABD uzun yıllar kendine gelememiş, milyonlarca insan işsiz kalmış, pek çok şirket batmış, sosyal problemlere yol açacak seviyede krizler oluşmuştu.
Yakın örnek olarak; ABD de 2008 de yaşanan ve Sub-Prime Mortgage (Eşik altı -yüksek riskli kişilere kullandırılan- Konut kredileri) olarak adlandırılan krediler için alınan ipoteklerin menkul kıymetleştirilerek faizli tahvil/bono ihracında yapılan usulsüzlüklerden kaynaklanan söz konusu kriz ABD tarafından trilyonlarca karşılıksız Dolar basılarak durdurulabilmişti.
1929 buhranından sonra ABD, durumu toparlayabilmek için Federal Rezerv (FED) adını verdiği bankaların kurulmasına izin verdi. Bu bankalar, büyük sermaye grupları tarafından kurulan özel bankalar olup Amerikan devleti tarafından Dolar basmaya yetkili kılınmış ve –tabii ki karşılıksız-bastıkları Doları her bir eyaletin hükümetine borç olarak vermeye, borcun faizi kadar da kendileri için Dolar basmaya yetkili kılınan, basitçe söylemek gerekirse “Resmi kalpazanlar”dır.
Bu anlamda, bu bankalar, ABD adına karşılıksız Dolar basan ve tüm dünyanın servetini ABD ye basan tulumbalardır.
Sık sık medyada duyduğunuz “ABD devletinin borçlanma tavanı” ifadesi bu bankaların karşılıksız basabildikleri Dolar miktarını ifade eder. Hatta gerekli Limit artışı sağlanmazsa “ABD hükümeti kapandı” gibi haberler duyarsınız.
Bu şekilde basılan karşılıksız Dolar miktarı 21,5 Trilyon seviyesindedir. Bu para hesaplanabilen tutardır, hesaplanamayan kısımlarla ilgili olarak, gerek kendilerinin karanlık işlerinde kullandıkları, gerekse ülkemizde de “Saddam Doları”, Kuveyt Doları” vb adlarla adlandırılan ve dünyadaki piyonlarının basmasına izin verdikleri Dolar miktarı hesaba girecek seviyelerin çok üzerindedir.
SİZ OLSANIZ NE YAPARDINIZ?
Özetle; dünyanın en büyük kalpazan devleti ABD’dir ve kurmuş oldukları bu saltanatın devamı için gerekirse savaşlar çıkartmakta, bu düzeni bozacağını düşündükleri her ülkeye, her lidere düşman olmaktadırlar.
Son dönemlerde Rusya ve Çin ile başlayıp İran üzerinden ülkemize ve sayın C. Başkanımız Erdoğan’a yönelen saldırıların bu kadar sağlam bir sebebi vardır; Dolarla sağladıkları Dünya ekonomik hakimiyetinin devamı, tüm dünya ülkelerini modern yöntemlerle soyup soğana çevirmeleridir.
Elbette, bu kadar beşerî ve ahlakî değerlerden uzak bir yapının, kendisinden başkası umurunda olmaz. İsterse tüm dünya ülkeleri acı çeksin, açlık içinde sürünsün, onlar için tek önemli şey bunca süredir yaşadıkları bu konforun devam ettirilmesidir.
Millet olarak bir ve beraber olmak, ABD’nin Dolar üzerinden kendisine sağladığı ve tüm dünyanın aleyhine olan bu durumum ebedî sürmeyeceğinin farkında olmak ve çalışmak, çok çalışmak, üretmek, üzerimizde oynanan tüm bu oyunların tesir edemeyeceği kadar güçlü olmak zorundayız.
Allah milletimizin ve tüm mazlumların yanında olsun.
Hasan Kurtulan, 15/08/2018
Kaynak: muttanhaber.net