Farklı Bir Finansman Modeli Teklifi
Geçmiş yazılarımda, paranın hikayesini anlatmıştım. Oluşan yapıda, ciddi miktarda kişi/firma/kurumlarda sermaye birikimi ve işletmelerde/girişimcilerde ihtiyaç duyulan işletme/yatırım sermayesi ihtiyacının karşılanmasında tek seçeneğin bankacılık sistemi (Klasik banka/katılım bankası) olduğuna tekrar dikkat çekmek isterim.
Yani, paranız varsa ya da paraya ihtiyacınız varsa neredeyse tek seçeneğiniz bankalara yönelmektir. Bu durum finans alanında oligopol bir yapı meydana getirerek yeterli rekabet şartlarının oluşmasına engel olmaktadır. Nitekim geçtiğimiz yıllar boyunca Rekabet Kurumu tarafından bankalara pek çok defa rekabeti ihlal cezası verilerek bu durum tescil edilmiştir.
Borsa İstanbul’un (BIST) ise özellikle küçük yatırımcının tasarruflarının güvencesi açısından pek parlak bir sicili yok ve insanların ciddi oranda yatırım danışmanlığı hizmetine ihtiyaçları var. Borsa mevcut yapısı ile proaktif değil, reaktif tavırlar geliştirdiğinden maalesef manipülasyonlara açık bir yapı sergilemektedir.
Geriye gayrimenkul, altın ve döviz gibi seçenekler kalmaktadır ki her birinin kendi içinde sıkıntıları (Değer kaybı, imar durum değişikliği, saklama problemleri vb) mevcuttur. Kaldı ki bu seçeneklerin finans sistemi dışına para çıkartılması sebebiyle negatif etkileri bulunmaktadır.
Tüm bu sebeplerden, elinizdeki parayı emanet etmek için banka tek seçenek gibi görünürken, geçmişini çok iyi bildiğiniz, defalarca alışveriş yaptığınız sokağınızdaki 50 yıllık esnaf/tüccar da finansman ihtiyacı için bankaya yönelmek zorunda kalmaktadır.
YERLİ DERECELENDİRME (RATİNG) KURULUŞU
Alternatif finansman modelimizin ilk aşaması, yerli şirketlerimizin talepleri halinde, finansal durumlarını inceleyen, finansal tabloları ve mevcut durumlarını değerlendirerek her bir şirket için en iyi seviyeden aşağıya doğru derecelendirme (Rating) yapan bir kuruluş oluşturulmasıdır. Söz konusu kuruluş, uzman desteğiyle firmalarımızın denetlenmesi ve raporlanması yanı sıra finansal anlamda doğru yönetilmeleri konusunda destek vererek istikrarlı bir hayat döngüsü yaşamalarını sağlayacaktır. Örneğin, mevcut uygulamalarda olduğu gibi en iyi not A iken en düşük not F gibi alfabetik bir tanımlama yapılarak uygulanabilir.
FİRMALAR AÇISINDAN
Firmaların tamamen kayıt içinde çalışması, finansal ve malî tablolarının Uluslararası Muhasebe Standartlarına (UMS) uygun düzenlenmesine dikkat edilmesi, kurumsal ve finansal yönetim danışmanlığı hizmeti almaları, düzenli olarak derecelendirme kuruluşu ve diğer denetleyici kuruluşların işlemlerine açık, şeffaf bir politika izlemeleri gerekmektedir.
Ayrıca, yeni oluşacak çok ortaklı yapı dikkate alınarak her yıl finansal prensiplerin gerektirdiği şekilde kâr dağıtımı ya da kârın sermayeye eklenmesi yoluyla yeni ortakların da aldıkları risk ölçüsünde kârdan paylarını almalarını sağlayacaktır.
Sistemin firmalar açısından finansman maliyeti olmadan, kâr paylaşımı esasına dayalı olması, uzun vadede şirketin tüm malî rasyolarını olumlu etkileyecek, hızla büyümesini sağlayacaktır. Ayrıca durumu uygun tüm firmalar, bu kapsama girebilmek için hevesli olacaklardır.
DEVLET AÇISINDAN
Derecelendirme notu almış firmaların SPK vb konusunda uzman devlet kurumlarının incelemeleri sonucunda Anonim Şirket haline dönüştürülüp sermayelerinin hisselere ayrılması ve hisse değerlerinin belirlenmesini yapacaktır.
Söz konusu hisseler, oluşturulacak kaydî bir “hisse havuzunda” portföye alınarak yatırımcının ilgisine sunulacaktır.
Tıpkı TMSF (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu) ya da KGF (Kredi Garanti Fonu) gibi bir yapı oluşturarak -örneğin KDF (Kobi Destek Fonu) olarak adlandırılabilir- derecelendirme notu alan firmaların sistemden finansman talep etmeleri durumunda aldıkları nota göre, örneğin A notu almış firmalar için hisse bedelinin %80 ine, B notu için %60 ına gibi oranlarla kefalet vermesi, karşılığında da firmadan oluşturulacak bir sigorta havuzuna prim alınması, alınan prime devlet desteğinin eklenmesi şeklinde kurgulanacaktır.
Derecelendirme notu alan firmaların hisse bedellerinin bir şekilde taahhüt edilen değerin altına düşmesi halinde yatırımcının talebi halinde, kefalet verilen hisse bedelini yatırımcıya ödeyerek hisse havuzuna geri alacaktır.
MUHTEMEL KAZANIMLAR
Tasarruf sahipleri için kendi bölgelerindeki güvendikleri firmaların hissedarı olma imkânı, firmalar için faizsiz/düşük maliyetli finansman temin imkânı, devlet açısından ise banka sistemi dışında kalan finansal varlıkların ekonomiye kazandırılması yanı sıra, pek çok ticari işletmenin başarılı şekilde yürütülmesi ile hem istihdam alanı açılması hem de vergi ve SGK primi ödenmesi imkânı, çalışanlar açısından ise iş ve ilave gelir imkânı sağlanmış, ülke refahına katkı sağlanmış olacaktır. Sonuçta elde edilen ilave gelirler de banka ve finans sistemine yansıyacaktır.
Bu teklifimiz, elbette üzerinde düşünülmesi ve olgunlaştırılması gereken bir yapıdadır. Muhtemel risklerin önüne geçilmesi bakımından muhatap kurumların işbirliğiyle en verimli seçenekler oluşturulabilecektir.
Hasan Kurtulan; MutHaber, 25.12.2018