Enflasyonla Mücadele ve BKM Komisyonu
ÃœFE’de yükseliÅŸ TÃœFE’ye ekim itibariyle yansımaya baÅŸladı. Kur düştüğü halde fiyat artışları oluÅŸması Türkiye’de enflasyon üzerinde en temel belirleyicilerden birisinin kredi faizleri olduÄŸunu göstermektedir. Türkiye’deki en kıt üretim girdisi sermayedir. Faizin enflasyonun itekleyicisi olması bu nedenle Türkiye’de belirleyicidir. Oligopollü ve etkinsiz finansal sistemin sonucudur.
Artık Türkiye enflasyonla mücadele konusunda tüm çevresini tarayıp ağırlığını koymak durumundadır. Bunlardan birisi alış-verişlerin çoğunun gerçekleştiği ödeme sistemlerinin enflasyonist etkisinin kontrol edilmesidir.
Bankalararası Kart Merkezi (BKM), Türkiye’de kredi ve banka kartı altyapısı ile bunun karşı tarafında yer alan P.O.S tesisinin dünya çapında önemli bir yere gelmesinin temelini oluşturdu. Merkezi yapı şeffaf ve ölçülebilir bir biçimde kurgulandı. Demokratik kodları sayesinde başarısını ispatladı.
Ancak BKM, kartla gerçekleştirilen işlem başına aldığı komisyonla enflasyonist bir etki oluşturmaktadır. Zira işlem başına komisyonlar ürünün fiyatına yansımaktadır. Bu durum piyasayı etkinsizleştirmektedir. Piyasa etkinliğinin bozulması enflasyona neden olmaktadır.
BKM işlem başına yüzde 1.38 (bu oran piyasa şartlarına göre zaman içerisinde değişiklik göstermektedir) komisyon almaktadır ki güçlü bir orandır. Türkiye’de alış-verişin önemli oranda kartla gerçekleştirildiği göz önüne alındığında bu komisyonun enflasyon üzerinde önemli bir etkisi olduğu anlaşılabilir. Bu denkleme satıcıların kendi alışlarını da kartla gerçekleştirilmesi nedeniyle oluşan mükerrerlik eklenirse enflasyonist etki güçlenmektedir.
BKM’nin ilk tasarımında işlem hacimlerinin sınırlı olduğu ve verimli bir faaliyet sürdürdüğü gibi gerçekler göz önüne alındığında komisyon yapısı ve zaman içinde değişen oranları makul görülebilir. Fakat gelinen noktada fayda/maliyet ilişkisi maliyet lehine zayıflamış olabilir.
Yıllık işlem hacminin 110 milyar TL, kart adedinin 195 milyon ve P.O.S. adedinin 1,7 milyon seviyesine ulaştığı göz önüne alındığında elde önemli bir kaynak oluşmaktadır. Bu kaynaklarla hepimizin hayatına dokunan ama farkında bile olmadığımız vazgeçilmez hizmetler sürdürmektedir. Fakat ekonominin enflasyona karşı topyekûn tepki verdiği bir dönemde kar odaklılığı arka planda bulunan BKM’den sorumluluk almasını beklemek doğaldır. TCMB, BDDK gibi düzenleyiciler bu noktada BKM’ye destek olabilir. Aynı zamanda Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı gibi kabine yapıları BKM komisyonlarının enflasyonist etkisini yönetmek üzere vergisel avantajlar sağlayabilir. Bu sayede BKM kaynakları ile AR-GE faaliyetlerine yönlendirilebilir.
BKM’nin yanı sıra kartlı ödeme sistemlerinin komisyon tarafı olan kart ve P.O.S. bankalarının da enflasyonist bir etki oluşturduklarını göz önünde bulundurmak gerekir. Verilen hizmetin yaygınlığına ve hacimlerin büyüklüğüne bakıldığında komisyon pazarı düzenlenmesi gerektiği görülmektedir.
Üye işyerleri kartın alış-verişi hızlandırıcı etkisi nedeniyle bankalarla mücadele edebilecek durumda değildir. Mecburen komisyonlara razı olmaktadırlar. Araştırmalar yapılsa çok yüksek komisyonların şarj edildiği ortaya çıkarılabilir.
Yusuf Dinç
Kaynak: Yeni Birlik Gazetesi, 06 Kas 2018.